Ekipmanlarım

Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoş geldiniz. Bugün dinlemiş olduğunuz podcastin birinci yıl dönümü ve bu bir yıl boyunca edindiğim tüm tecrübeleri bu yayında sizle paylaşmak istiyorum. Ayrıca bu yayınları yapabilmek için ne kadar para harcadığımı ve hangi ekipmanları kullandığımı da detaylıca sizlerle paylaşacağım. İsterseniz buyrun hemen yayına geçelim.

Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.

Podcast Başlatmalıyım

Geçen yaz okuduğum kitaplardan birinin özetini kullandığım uygulamalardan birine aktarıyordum. Okuduğum kitaplarda hoşuma giden bölümlerin altını çizip bir ayıraç ile o sayfayı işaretlerim genellikle. Ve bunları MindMeister denilen bir uygulamaya düzenli olarak son 4 senedir aktarıyordum. Her hafta en az bir günde bu kitaplardan çıkardığımı notlara göz gezdiriyordum.

Bir gün haftasonu sahilde yürüyüşe çıktım, yazın son günlerinde hava gayet güzeldi ve genelde haftalık değerlendirmemi kendi kendime böyle zamanlarda yapmayı tercih ederim. O günün sabahında kitaplardan çıkardığım notlara göz atmıştım ve ne kadar çok notun biriktiğini ve bunlardan çok önemli bulduklarımı nasıl daha etkili şekilde göz gezdirebileceğimi düşünüyordum.

Sahile giderkende sevdiğim podcastlerden birini dinlemiştim. Daha önce hayatımın hiç bir evresinde ben bir podcast başlatmadım ancak bir podcast yaparsam ve bu notlarımı bir araya getirebilirsem bunun harika bir fikir olacağını düşündüm.

Ekipmanları Satın Almak

Belki bu yayını dinleyenler arasında kendi podcastini başlatmak isteyenlerde olabilir. Bu podcasti yaratabilmek için yaptığım her harcamayı ve kazandığım ücretin detaylarını sizlerle bu yayında paylaşıcağım. İsterseniz gelin öncelikle nelere ne kadar para harcadım bunlara bir göz atalım.

Bir podcast başlattığınızda belirli ekipmanlara yatırım yapmanız gerekiyor. Bunlar arasında mikrofon ve ses kartı bence oldukça önemli bir yere sahipler. Fakat bu podcast işi çoğu insanda bir heves olarak başlayıp çok kısa süre sonra sönüp gidiyor. Ayrıca yeni podcast başlatanların %90’ı podcaste devam etmiyormuş. O yüzden en pahalı ekipmanları satın almadan önce tekrardan bunu bir gözden geçirin derim.

Bu arada kullandığım birazdan bahsedeceğim bütün ekipmanların linkini de sizler için bıraktım. Eğer merak ederseniz hepsine açıklamalar bölümündeki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

Mikrofon

Eğer bu işi gerçekten uzun süreler yapacağınıza inanıyor iseniz paranızı harcamanız gereken en önemli ekipman kesinlikle mikrofondur. Ben bu işe profesyonel bir condenser mikrofon alarak başlamayı tercih ettim. Rode firmasının piyasaya sürdüğü NT1 4. nesil mikrofon setini aldım ve şu an bu yayını da bu mikrofonla yapıyorum. NT1 gerçekten çok kaliteli bir mikrofon ve harika bir XLR kablo ve çok sayıda bağlantı ekipmanı ile gelen bir ürün.

Geçen yıl bu mikrofona $250 ödedim ve bu sene 5. nesili piyasaya yine aynı fiyat etiketiyle çıktı. Bu arada bu mikrofon XLR kablo ile geldiği için bir ses kartı olmadan kayıt yapmanız mümkün değil. Bu mikrofonu masanıza monte edebilmek içinde bir aparat almanız gerekiyor. Çoğu kişi masa yanına monte edilen aparatları tercih ediyor fakat benim masamın yan kısmında o menteşe sistemini kuracak genişlik olmadığı için ben amazondan $27’a düz bir zeminde mikrofonu taşıyabilen bir ayaklık aldım.

Ses Kartı

Ben uzun yıllardır klarnet çalıyorum ve klarnetime bir mikrofon almıştım, o zaman da bu mikrofonu kullanabilmek için IK Multimedya firmasının piyasaya sürdüğü önce iRig Pro’yu satın alıp ve kartın üzerinde stüdyo hoparlör girişi olmadığını görünce iade edip iRig Pro Duo’yu satın almıştım. Hem pil ile hemde AC kablo ile çalışan bu ses kartı ve IK multimedyanın kullanımı çok basit uygulaması benim oldukça tatmin etti. Buarada Hüsnü Şenlendirici de bu ses kartını ve uygulamasını belirli bir dönem kullanmıştı.

Elimde bu ses kartı olduğu için gidip ekstra bir ses kartı almadım. İlk yayınlarımı NT1 mikrofonu, iRig Pro’ya ekleyerek kayıtları yaptım. Fakat yayınlarda istediğim kaliteyi yine de yakalayamadım. İlk yayınları dinlerseniz zaten bunun farkına kolaylıkla varacaksınız. Rode NT1 mikrofon kiti pop wind screen denilen, nefesinizin mikrofona ulaşmasını önleyen bir filtre ile geliyor. Fakat stüdyo mikrofonları en ufak sesleri dahi yakalıyorlar ve kayıtlarda çok fazla nefesimi duymaya başladım. Konuşurken tükrük sesi dahi çok kolaylıkla kayıda yansıyordu. Bu yüzden çok kısık sesle konuşarak ilk yayınları yaptım ve şimdi dönüp ilk yayınımı dinlediğimde ne kadar amatörce kayıtlar yaptığımı görüyorum.

Bunun üzerine yine RODE firmasından WS2 pop filter olarak geçen mikrofon süngerini $20’a satın aldım. Seyahet ederken kullandığım USB bir mikrofonumda var ondanda birazdan bahsedeceğim ve o mikrofana sadece $4’lik bir mikrofon süngeri aldım ve aynı işi yaptı. Bu yüzden bu süngeri RODE’tan almak açıkcası çok büyük bir fark yaratmadı. Ancak sünger, kayıt esnasında duyulan nefes ve tükrük sesini harika şekilde önledi. Bu işi yapacaksanız kesinlikle bu süngerlerden alın derim.

Kayıtlar harika giderken iRiG Pro kendini ara sıra kapatıp açmaya başladı. Şahsen klarnet ile saatlerce bu ses kartını kullandım ve hiç böyle bir şey yaşamadım. Kayıtları yaparken sürekli kesilmek cidden çok can sıkıcı ve bu işten inanılmaz keyif almaya başladığımı da hissetmiştim. Bunun üzerine Focusrite Scarlett Solo 3.nesil ses kartını $100’a satın aldım.

Bu ses kartı harcadığım para da son kuruşuna kadar değdi. Kullanımı çok kolay ve bugüne kadarda en ufak bir sorun dahi yaşamadım. Sadece USB C değil USB A bağlantı kablosu ile geldi ve fazladan sahip olduğum USB C kablosunu kullanmak zorunda kaldım.

Kulaklık

Kayıtlarınızdaki tüm sesi en ince ayrıntısına kadar duymak için iyi bir kulaklığa ihtiyacınız oluyor fakat ben hali hazırda kablolu bir kulaklığa sahiptim. Amazondan $40’a aldığım bu kulaklık işimi gayet gördü. Ancak gerçek bir stüdyoya giderseniz ordaki kulaklıların çok hafif ve ince tasarıma sahip olduklarını görürsünüz. Bunun sebebinide saatlerce ses düzenlemesi yaparken anladım. Kullandığım kulaklık beni terletmeye ve kafamda çok ağırlık yapmaya başladı. Bunun üzerine kulaklık arayışım başladı ve Sony’nin Stüdyo Kulaklığını $90’a satın aldım. Bu kulaklıkta verdiğim her kuruşu gerçekten hakediyor. Sesleri en ince ayrıntısına kadar duyuyorsunuz ve kafanızda ağırlık yapmıyor. Ayrıca ses kartı için gelen bağlantı aparatlarıda oldukça işime yaradı.

Fakat dinleyicilerin çok azı çok üst düzey kulaklık ve hoparlör ile bu yayınları dinlediğinden alt seviye bir kulaklık dahi işinizi görecektir. Sanırım bu kulaklık ile ben biraz kendimi şımartmak istedim.

Seyahat Mikrofon Seti

Ben şu an tam zamanlı olarak mühendislik yapmaya devam ediyorum ve her ay işimden dolayı seyahet etmek zorunda kalıyorum. Bu ekipmanlarıda yanımda gittiğim yere götürmem mümkün olmuyor. Bu yüzden seyahat esnasında da kayıt yapabileceğim bir mikrofon aldım. Logitech firmasının Blue Yeti adındaki mikrofonunu $100’a satın aldım. Logitechin usb mikrofonları fiyat/performans olarak oldukça başarılı, eğer podcast işini sevip sevmeyeceğinizi denemek istiyor ve çok para harcamak istemiyorsanız bu ayarda bir mikrofon işinizi görecektir.

Ancak bu mikrofon sadece bir bağlantı aparatı ile geliyor. Yine Amazondan bir ses filtresi ve mikrofon süngeri aldım. Bu ikisi toplam $15 tuttu. Stüdyo kulaklığımı seyahat ederken yanımda taşımak istemediğim için Sony’in çok ucuz kablolu kulaklarından birini $15’a satın aldım. Seyahat sırasında kullanacağım ekipmanlara $130 harcamış oldum.

$600’lık ekipman ile $150’lık ekipmanın farkı

Ses kalitesi olarak evimdeki ekipmanda sesi düzenlemeye başladığımda farkı anlayabiliyorum ancak pek çok dinleyici tamamen sessiz bir ortamda ve yüksek kalite ekipmanları kullanarak sizi dinlemediği için açıkcası bu farkı anlayan çok az kişi olacaktır.

Uygulama, Bilgisayar ve Diğer Ekipmanlar

Tabiki bu kayıtları yapmak için bilgisayar ve bazı kayıt programlarına ihtiyaç duyacaksınız. Ben 2022 Macbook Air M2 ile bütün işlerimi yapıyorum. Ayrıca Mac platformunda ücretsiz sunulan Garageband ile kayıtları yapıyorum. Arayüzü çok basit ve ücretsiz olduğu için bu programı seçtim. Bu kayıtları yapabileceğiniz yüzlerce ücretsiz programda mevcut tabiki.

Ekstra Monitor kullanmanız aslında şart değil fakat ben 4K Viewsonic bir monitor kullanıyorum. Bu monitörede $320 dolar harcadım. Macbook Air dan 4K olarak en yüksek çözünürlüğü aktaracak olan bir usb c kabloyada $20 harcadım.

Bilgisayardan ses almak için Creative pebble pro’yu $55’a satın aldım. Bunu bilgisayara bluetooth ile bağlıyorum. Ses kartından sesi dinlerken sadece kulaklığımı kullandığım için profesyonel bir stüdyo hoparlörü almadım.

Fakat haftasonları klarnetimle kayıt yapmak ve zaman geçirmek için arada profesyonel stüdyo kiralıyorum ve orada dinlediğim iki stüdyo hoparlörünü oldukça beğendim. İlki çok ufak hacmi ile şaşırtan derecede ses hacmi ve kalitesi sunan IK Multimedia iLoud Micro Monitor oldu, şu anki piyasası da yaklaşık $350. İkinci monitör ise Yamaha HS7 idi. Fakat yamaha oldukça pahalı bir monitör ve yaklaşık olarak şu an $660 dolar civarında. Ucuz alternatif olarakta; eski ev arkadaşım Amazondan $90’a PreSonus Eris adında bir monitör almıştı ve o fiyat için bence gayet güzel işler çıkarıyor.

Klavye olarak apple magic keyboard ve magic mouse kullanıyorum. Şahsen podcast için herhangi bir klavye ve mouse işinizi gayette görür. Bunları seçmemin sebebi bilgisayarı Apple’dan alınca bana $150’lık bir indirim kartı vermişlerdi ve bu kartı sadece Apple’da kullanabiliyordum bende klavye ve mouse aldım. Klavye için $150, mouse için ise $60 ödedim.

Açıkcası Apple’ın bu bahsettiği magic’i çokta göremedim. Sadece magic mouse sağa ve sola kaydırma işini güzel yapıyor. Ama mouse’un şarjı bittiğinde, mouse’u altından şarj etmek zorunda kalıyorsunuz buda insanı bazen çileden çıkarabiliyor. Ayrıca iş için Autcad’i kullanmaya çalıştığımda bu mouse’un üzerinde kaydırma tekerleği olmadığı için Autocad’te kullanmıyorum. Sadece bu iş için Razer Basilisk X Hyperspeed mouse kullanıyorum.

Hosting Ücreti

Eğer podcast yapacaksanız podcastinizi tüm platformlara dağıtacak bir host bulmanız gerekli. Ben şahsen RSS’i kullanıyorum ve RSS, 3 farklı planı sizlere sunuyor. Bu fiyatlar ileride tabiki değişebilir ancak yıllık peşin ödeme yaparsanız şu an için; öğrenci iseniz aylık $5, normal hesap $12, çoklu podcast hesabı ise $15. Ben aylık $12 olan hesabı kullanıyorum ve yıllık olarak tüm ücreti peşin ödedim. Yani podcasti bir yıl boyunca bir yerde barındırma ve dağıtma hizmeti için $144 ödedim.

RSS dışında da kullanabileceğiniz çok fazla host uygulaması mevcut ve bunları inceleyen bir videoyu sizler için bıraktım.

Blog Sayfası Yaratmalıyım

Podcast’e başladıktan 3 ay sonra bir blog sayfasına ihtiyaç duyduğumu farkettim. Çünkü bazen bir kitaptan, bir videodan veya bir araştırmadan yayınlarda bahsediyorum ve bu linkleri podcastin altındaki açıklamalara ekliyordum. Sonrasında farkettim ki çok fazla link orada birikmeye başladı ve hangisinin neyin linki olduğunu anlamak zor bir hale geldi.

Bu yayınları zaten Notion uygulaması üzerinde not alıyordum. Ardından WordPress üzerinden bir blog sayfası yaratıp her yayının yazılı metnini orada paylaşmaya karar verdim. WordPress üzerinden blog sayfamı açtım ve bir e-posta adreside edindim. WordPress’e bu hizmet için yıllık $96 ücret ödüyorum ve ücretsiz olarakta WordPress üzerinden blog başlatabileceğiniz planlar mevcut.

Podcasten Para Kazanıyor muyum?

Peki gelelim en çok merak edilen soruya; bu podcastten para kazanıyor muyum? Sorunun en kısa yanıtı “Hayır”. Şu an var olan podcastlerin sadece %1’i bu işten para kazanıyor. Yanlış duymadınız podcast yapan kişilerin %99’u bu işten para kazanmıyor. Ve her yıl piyasada ki podcastlerin %80’ini silinip gidiyorlar. Podcast başlatmak bence gitar çalmayı öğrenmeye heves etmek gibi. Gitar çalmayı ilk defa öğrenen hiç kimse sadece para kazanmak için değil sevdiği için bu işi yapar.

Podcastlerden deli paralar kazananlar yok mu? Elbette var, fark ettiyseniz benim podcastimde hiç bir reklam yok. Çünkü podcastinizi 10.000 adetten az kişi takip ediyorsa podcaste reklam alamıyorsunuz. Çoğu dinleyicide podcasti sadece dinleyip abone olmadan ayrıldığı için şu an sadece 150 kişi beni takip ediyor. Halbuki yayınları neredeyse 1500 kişi dinliyor.

Yani sizi dinleyenlerin yüzde 90’ı kanala abone olmuyor. Tabi bu herkeste aynı olacak diye bir durum yok ancak ben sadece ortalama rakamlardan sizlere bahsediyorum.

Eğer 10.000 aboneye ulaşırsanız reklam alabiliyorsunuz ve reklamlar CPM denilen bir ücrete tabi oluyor. CPM denilen şey her, her 1000 adet dinleyen kişi için ortalama bir reklam ücretini ifade ediyor. Şu an için CPM ortalaması $20 ila $25 arasında. Yani 50.000 aboneniz var ise ve ortalama $20 dolara reklam alırsanız, tek bir yayından $1000 kazanıyorsunuz. Haftada 3 yayın yaptığınızı var sayarsak , ayda 12 yayın ile her yayına reklam alabilmeyi başarırsanız toplam $12.000 kazanabilirsiniz. Podcastten ne kadar para kazanabileceğinizi hesaplayanda bir websitesi var, onunda linkini yine bıraktım.

Şu an en çok abonesi olan yayınlara bakacak olursak, NY times’ı yaklaşık 9 milyon kişi takip ediyor ve her yayınlarına 2 adet reklam alıyorlar ve aylık $372.000 gelir elde ediyorlar. Wondery adındaki podcast ise aylık $648.000 kazanıyor.

NETWORK	MONTHLY DLS	CPM (GUESS)	# ADS PER EPISODE	MONTHLY REVENUE	YEARLY REVENUE
NY Times	9,312,000	$20	2	$372,480	$4.4 Mil
Wondery	9,261,000	$20	3.5	$648,270	$7.78 Mil
TAL/Serial	5,469,000	$20	3	$218,760	$2.6 Mil

Son Söz

Eğer %1’lik dilime girmeyi başarabilirseniz sizinde böyle başarılar elde etmeniz mümkün olabilir ancak çoğu insan bu rakamlara bakarken bu podcastlerin neredeyse 10 yıldır durdurak bilmeden her hafta 3 adet yayını hiç aksatmadan yayınladıklarını unutuyorlar. Tabi birde İngilizce yayınların tüm Dünyaya hitap etmesi ve Türkçe konuşunca çok daha ufak bir kitleye hitap ettiğinizi unutmamak gerekli.

Bunları paylaşarak hevesinizi kırmaya çalışmıyorum fakat bu bir yıllık tecrübemin sonunda anladığım şey şu ki, podcast hemen kısa sürede para kazanmak için kullanılacak bir araç kesinlikle değil. Eğer podcast yaptığınız zaman bu sizi rahatlatıyor ve hayattan uzaklaşmanızı sağlıyor ise podcast başlatmak gayet mantıklı. Ben de bu yayınları hazırlamaktan ve kaydetmekten inanılmaz keyif alıyorum ve çok az bir kitle dahi beni dinlemeye devam etse bu yayınları bırakmayı kesinlikle düşünmüyorum.

Bu bölümde 1 yıl boyunca yaptığım bu podcastin bana ne kadar mal olduğundan ve bu serüvenden neler öğrendiğimden sizlere bahsettim. Umarım sizlere faydalı bilgiler sunabilmişimdir. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın hoşçakalın.